PSİKOLOJİK DÜNYADA RÜYALAR
‘’Truva kraliçesi bir gece rüyasında ateş doğurduğunu ve bu ateşin tüm Truva kentini yakıp yıktığını görmüş. Bunun üzerine bu rüya sonrasında kraliçenin doğurduğu bebek, İda Dağı (Kazdağı)’na bırakılmış.’’ Rüyalar insanlığın büyük gizemlerinden biridir. Hatta Yunan Mitolojisinde rüya tanrısı bile bulunmaktadır. Bu yazımda rüyanın psikolojik işlevinden ve boyutundan bahsedeceğim.
Neden rüya görüyoruz sorusu ile başlayayım. Uykuya daldığımızda (ki bu 2 evreden oluşur), limbik sistem dediğimiz yapı görmeden sorumlu olan oksipital loba (art kafa lobu) sinyal gönderir. Aslında daha açık bir ifadeyle rüya görmek bilinenden hareket ederek yeni bir şeyler hayal etmektir. Limbik sistem bizim ilkel yanımızdır yani aslında çok eski atalarımızdan beri rüya görüyoruz. Eski mağara resimlerinden de bu durum anlaşılmaktadır. Bunun yanında doğuştan görme engellilerin de rüya gördükleri hatta rüyalarında oldukça belirgin uzamsal duyumların olduğu bilinmektedir. Ayrıca bütün canlılar rüya görürler.
Eskiden beri insanlar rüyaların gizemlerinden dolayı geleceği yordama gücü olduğunu düşünmektedirler. Ancak günümüzün bilgi ve birikiminde rüyaların geleceği yordamaktan ziyade geçmişle ve bilinçdışı ile bağlantılı olduğu bilinmektedir. Ancak bugün bile internete rüya yorumları yazıldığında karşımıza temeli olmayan hurafelere dayalı yorumlar çıkmaktadır.
Şimdi biraz da kuramsal çerçeveden rüyaları ele almak istiyorum. İlk olarak Freud’dan başlayacağım. Freud 2 ciltlik rüya yorumlarını yazdığında büyük tepkilerle karşılaştı ancak ona destek verilen yazılar da yazıldı hatta bu yazılardan biri de Adler’e aittir. Freud’a göre rüyalar arzuların gerçekleşmesidir. Çünkü bilinçdışı uyku rüya sırasında serbest kalmaktadır. Ayrıca Freud rüyada belli sembollerin belli anlamları olduğunu söyler. Örneğin akciğerler; ocakla, kalp içi; boş kutu ve sepetlerle, klarnet ve pipo ise erkeklik uzvuna işarettir.
Adler ise her ne kadar Freud rüyalarla ilgili ilk görüşlerini açıkladığında ona destek veren bir yazı yazsa da sonradan farklı bir bakış açısı getirmiştir. Adler’e göre rüya yaşam stilinin bir ürünüdür ve görevi önümüzde bulunan zorluklara karşı çıkmak yani bir çözüm öngörmektir. Bu bakımdan duygularına kulak asmayan ya da sorunlara bilimsel yaklaşan insanların ya hiç rüya görmediklerini ya da çok seyrek rüya gördüklerini iddia etmiştir. Aslında Adler’in rüya yaklaşımı da kendi kuramından temellendirildiği için makul bir açıklama olarak görünmektedir.
Jung rüyalar konusunda en çok çalışan kişilerden birisidir. Onun görüşü ise oldukça radikal bir görüş olarak karşımıza çıkar. Çünkü Jung’a göre bazı rüyalar çok derin yerlerden yani çok eski atalarımızdan mirastır. Onlarla aynı yaşantıları, aynı travmaları rüyalarımızda görebilmekteyiz. Jung rüyaların farklı katmanları olduğunu söyler ve rüyanın önemi de geldiği katmanla eşdeğerdir. Kolektif bilinçdışımızdan gelen rüyalar çok eski atalarımızdan kaynaklandığı için oldukça derinlerden gelir. Jung’a göre rüya yorumu yapabilmek için kişinin daha önceki yaşantılarını bilmek gerekir. Rüyalar bilinçdışında kalmış düşünce, yargı, görüş, yönlendirme ve eğilimler iletirler. Jung ayrıca kitabında ‘’ Rüyayı, bilinçdışının fiili durumunun sembolik bir formda kendini resmetmesi olarak görüyorum.’’ Demiştir. Yine kuramından yola çıkarak arketip rüyalar olduğundan bahseder Jung ve bu arketip rüyaların 3-5 yaşlarında hatırlanabilen ilk rüyaların imgelerinde olduğunu söyler.
Şimdi rüyalarla ilgili ilginç bazı bilgiler vereceğim:
-Kadınlar genelde erkeklere oranla daha belirgin biçimde rüyalarını hatırlarlar.
-Erkekler rüyalarında kadınlara göre 2 kat fazla erkek görürler, kadınların rüyalarındaki erkek ve kadın sayısı ise aynıdır.
-Rüyalarda en hissedilen duygular korku ve öfkedir, bunlara sevinç de eklenebilir.
-Çoğu zaman duygular yoğun olduğunda uyku ve rüya bölünür.
-İnsanların sadece yaklaşık yüzde 10’u her gece gördükleri bir ya da birden çok rüyayı hatırlar.
Kaynakça
Adler, A. (2012) Ne İçin Yaşıyoruz. Lütfi Yarbaş (Çev.). İzmir: İlya Freud, S. (2003)
Rüya Yorumları I. Akın Kanat (Çev.). İzmir: İlya
Jung, C.G. (2015) Rüyalar. Aylin Kayapalı (Çev.) İstanbul: Pinhan
Montangero, J. (2016) Rüyanın Psikolojisi. İsmail Yerguz (Çev.) İstanbul: Say
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder