Irk Kavramı ve Irkçılığın Kökenleri
İnsanlık tarihi sınıf çatışmalarının tarihidir der Marx, bu
çatışmaların arasında hiç gündemden düşmeyen bir çatışma türü daha
bulunmaktadır: Irkçılık. Bu yazımda ırk kavramının nasıl ortaya çıktığını ve
çeşitli yansımalarını anlatacağım.
Dünya üzerinde yaşayan canlıların daha ayrıntılı incelenmesi
ve aralarındaki akrabalık derecelerini ortaya çıkarmak için Taksonomi adını
verdiğimiz bir sistem kullanırız. Taksonomi sayesinde canlıların türü, cinsi,
familyası ve giderek genişleyen biçimde yaşam ağacındaki yeri ortaya çıkar.


Bu farklılıklar insanların pek de bilimsel olmayan bir
sınıflama sistemi üretmesine neden oldu. Takvimler 19. Yüzyılın ilk yarısını
gösterdiğinde Amerika’da Philadelphia’da ünlü bir doktor farklı bir uğraş
veriyordu. Samuel Morton ismindeki bu doktor kafatasları toplayıp bu
kafataslarının içini biber taneleriyle dolduruyor sonra da boşaltıp hacmini
hesaplıyordu. Aslında bu doktordan önce yakından tanıdığımız bir kişi insanları
ten renklerine göre sınıflara ayırmıştı bile. Bu kişi büyük Alman filozof
Immanuel Kant’tır. Kant’a göre insanlar Beyazlar, Siyahlar, Hintliler ve
Kalmuklar’dan oluşuyordu. Bu anlamda ırk kavramının ilk kez Almanya’da Kant ile
birlikte geliştiğini söyleyebiliriz.
Şimdi Morton’a geri dönelim. Morton günümüzde bilimsel
anlamda ‘’ırkçılığın’’ babası olarak tanınıyor. Morton da aynı Kant gibi
insanları sınıflara ayırmıştı ancak onun sisteminde beş sınıf bulunuyordu. Ona
göre beyazlar en zeki sınıf, onları Asyalılar izliyor Güney Asyalılar ve
Amerika yerlileri şeklinde devam ediyordu. Sıralamanın en altında ise
Etiyopyalılar bulunmaktaydı. Morton daha önce bahsettiğim gibi sınıflandırmayı
topladığı kafataslarına göre yapıyor, bu sistemde zekanın ölçüm birimi ise
‘’biber taneleriydi’’.
Tabula Rasa (insan zihni doğuştan boş levhadır) fikrine
sahip olan önemli Aydınlanma düşünürlerinden John Locke’un ise ırkla ilgili
düşünceleri pek de iç açıcı değildir. Locke ‘’Zenciler insan değildir’’ diyen
bir çocuğa herhangi bir cevap verememekten yakınmış ve Afrika’da bazı
kabilelerde kadınların Mandril maymunlarından hamile kaldıklarını sık sık
vurgulamıştır.
Bugün yerleşik olarak kullandığımız ırk kavramı insanların
daha çok renk esasına, geldikleri yerlere ve diğer özellikler göre kabaca
ayrılmasından sonra kullanılmaya başlanmıştır. Ama biz bugün biliyoruz ki
bilim, ırk kavramının genetik veya bilimsel temeli olmadığını söylüyor.
‘’Entelektüel hayat, öncelikle çatışma ve anlaşmazlıkla
doludur’’ Randall Collins
Bilimle Kalın…
Kaynaklar ve İleri Okuma
Bernasconi, R. (2015) Irk
kavramını kim icat etti? İstanbul: Metis
Kolbert, E. (2018) Dış görünüş. National Geographic Nisan 2018 Sayısı
Wood, B. (2015) İnsan evrimi.
Nursu Örge (Çev.) Dost Kitabevi