1 Temmuz 2018 Pazar


DEHALARIN ANORMALLİKLERİ BÖLÜM 2: CHARLES DARWIN

Hazırlayanlar: Nermin KILIÇ – Uğur Yiğit KARATAŞ
“Yapabildiğim kadar sıkı çalıştım ve hiç kimse bundan daha fazlasını yapamazdı.”
Charles Robert DARWIN
Bilim tarihinde insanlığın egosunu derinden sarsan 3 teori bulunmaktadır. Öncelikle Kopernik gelmiş evrenin merkezinde olmadığımızı söylemiş ardından da Darwin hayvanlarla akrabalığımız olduğunu belirtmiştir son olarak da Freud cinsellikle ilgili radikal fikirlerini açıklamıştır (Üçünün de düşünceleri alanında ilk ve yalnızca bunlarla sınırlı değildir ancak biz bugün bu teorileri onlara atfediyoruz.) Bu yazımızda egomuzu derinden sarsan tarihin 2. Sırasında yer alan Evrim Teorisi’ne yaptığı meşhur katkılarla bilinen Darwin’i ele alacağız.

En az iki üyesinin tarihe önemli fikirleriyle katkılarda bulundukları çeşitli ünlü aileler vardır. Darwin/Galton ailesi de bu tür ailelerdendi. Dede, Erasmus Darwin yine Charles Darwin gibi evrim konusu ile ilgilenen, döneminde tanınmış bir doğa bilimciydi. Darwin annesini 8 yaşındayken kaybetti. Darwin’in babası ise saygın bir hekimdi. Bu açıdan baktığımızda Darwin’in entelektüel bir çevrede büyüdüğünü söyleyebiliriz. Ancak okulda pek başarılı olduğu söylenemez pek çok deha gibi o da öğretmenleri tarafından aptal olarak damgalandı bunun sebebi okul programlarının Darwin’e hitap etmemesiydi. O daha çok böceklerle ilgilenmekten onları toplayıp incelemekten keyif alırdı. Hatta babası bir gün ona:
‘’ Seni, anlaşılan, ava çıkma, köpeklerle eğlenme ve fare yakalama dışında hiçbir şey ilgilendirmiyor. Geleceğin, kendin ve ailen için yüz karası olacaktır.’’ demiştir.
Darwin’in üniversite hayatı da sorunlu geçti. 2 yıl aldığı tıp eğitimde başarısız oldu ardından da babasının isteği ile ‘’din adamı’’ olmak için teoloji eğitimi almaya başladı.

charles darwin ile ilgili görsel sonucu
Bugün ise bilim insanları hala Darwin’in yaşadığı sorunları tartışmaktadırlar. Darwin teorisini geliştirmesine büyük katkı sağlayan 5 yıllık Beagle yolculuğu sırasında mide bulantıları, histerik ağlama nöbetleri geçirmiştir. Darwin’de agorafobi ve obsesif-kompulsif bozukluk olduğu da iddia edilmektedir. Agorafobi ve obsesif-kompulsif bozukluk tanılarını bugün Darwin’in kaleme aldığı yazılardan anlayabiliriz.

Darwin 30 yaşına geldiğinde, insanlara olan korkusunun, kendi çocuklarıyla konuşmasını bile engellediğini yazmıştır,
“Yaşamaya mecbur kaldım… çok sessizce, hiç kimseyi göremiyorum ve hatta en yakın ilişkilerimle bile uzun konuşamıyorum.”

charles darwin resim ile ilgili görsel sonucu
Yine aynı şekilde Darwin’in OKB'den muzdarip olduğu tanısını ise  Darwin’ in bir arkadaşına çeşitli saplantılı düşüncelerini ve onlardan nasıl kaçamadığını kaleme aldığı bir mektubundan anlamaktayız:
“Uyuyamadım ve gün içinde yaptığım her şey, gece boyunca beni canlılığı ve en çok da tekrarlarlarıyla perişan etti.” diyordu.

Kendisi de dediği gibi, düşünceleri, çocuklarının bu tür bir hastalığa sahip olacağı yönündeydi ve bu düşünceleri durdurmak için 'gözlerini sıkıca kapatmayı' denerdi, ama beynine nüfuz eden bu düşünceleri zihninden uzaklaştıramazdı. Gece boyunca tekrar eden bu düşünceler gün içindekilerden daha ısrarlıydı.

Bugün biz onu yaşamın evrim sürecinin hatlarını özetleyen deha olarak tanıyoruz, kuşkusuz o bu noktaya yaşama karşı savunduğu mücadeleler ile geldi ve bu süreçte en çok da onu kendisi motive etti. Bu dahiden belki de en çok öğrenmemiz gereken kendisine söylediği bu cümleleri olumlu benlik algısını kendimize yansıtmaktır:

“Ne zaman yanıldığımı ya da çalışmamın mükemmel olmadığını anlasam ve aşağılayıcı bir şekilde eleştirilsem ve hatta kendimi incitilmiş hissedecek kadar fazla övülsem, kendimi yüzlerce kez şunu demek en büyük rahatlatıcım olur:’Elinden geldiğince ağır ve iyi çalıştın. Hiç kimse bundan fazlasını yapamaz.’ Yapabileceklerimin en iyisini yaptım.”



Kaynakça
Andreasen, N. C. (2005). The creating brain: The neuroscience of genius. Dana Press.

Aksoy, U.M. (2006) Obsesif Kompulsif Bozukluk Ve Panik Bozukluğu Hastalarındaki Cinsel İşlev Bozukluklarının Karşılaştırılması. (Uzmanlık Tez) İstanbul

Yıldırım, C. (1995) Bilimin Öncüleri. Ankara: Tübitak



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder