Homo Sapiens ve Entropi
Bu iki kavram
birbirleriyle hayli uzak gibi görünse de bu yazımda aralarındaki ilişkiyi
inceleyeceğim. İlk olarak entropiyi incelemek açısından termodinamik ile
başlamak istiyorum. Termodinamiği genel olarak ifade edecek olursak enerji ve
madde arasındaki ilişkiyi inceleyen bilim dalı olduğunu söyleyebiliriz. Termodinamiğin
4 temel yasası bulunmaktadır. Bunlardan ilki sıfırıncı yasa olarak bilinen
yasadır sıfırıncı yasa olmasının sebebi birinci ve ikinci yasaların bu yasadan
önce bulunması ve sıranın bozulmak istenmemesidir. Sıfırıncı yasanın özeti şu
şekildedir: Herhangi iki madde arasında ısı alışverişi yoksa bu iki madde dengededir.
Termodinamiğin birinci yasası ise temel olarak enerjinin transferi sırasında
korunduğunu söyler. İkinci yasa benim bu yazımı ilgilendirdiği için daha sonra
bahsedeceğim. Üçüncü yasa temel olarak maddenin belirli sıcaklıkta sadece tek
bir halde ya da durumda olabileceğini söyler.
Gelelim ikinci
yasaya. Termodinamiğin ikinci yasasına göre enerji akışı daima yüksek enerjiden
düşük enerjiye doğrudur. Bunun bir başka noktası ise evrende her şeyin düzenden
düzensizliğe doğru gittiğidir bu olaya entropi diyoruz. Bu yüzden düzenin en
büyük kaynağı Big-Bang’dir. Büyük patlamadan bu yana evren düzensizliğe doğru
gitmektedir. Buna psikolojiden bir örnek verecek olursak travmaya maruz kalan
bir bireyin ruhsal dünyası düzenden düzensizliğe geçer ve enerji giderek düşer.
Başka bir örnek verecek olursak, kemiğin kırılması da bir düzen halinden
düzensizliğe doğru geçiştir.
Şimdi diğer başlığımıza değinelim. Homo Sapiens zeki insan
demektir. En son bulunan kemikler bilinenin aksine Homo Sapiens’in 300.000 yıl
önce bile dünyada olduğunu gösteriyor. Evrimsel süreçte Homo Sapiens; Homo
Erectus ve Neandartaller gibi diğer insan türlerini ortadan kaldırıp bugüne
değin gelebildi. Genlerini de güçlü kaldığı için nesiller boyunca aktarmayı
başardı. Çünkü evrimsel açıdan bakacak olursak bir türün başarısı dna
kopyalarının sayısı ile ölçülür yani ne kadar çok kopya o kadar başarı. Mikro evrimsel
açıdan yani tür içerisindeki değişim süreci içerisinde ruhsal anlamda bir
entropiden söz edilebilir. Yani tür içinde de düzenden düzensizliğe geçiş
mevcut. Ancak canlılar açık sistem oldukları için enerji alıp bu düzeni
sağlamaya çalışmaktadırlar. Düzensizliğe bir karşı koyma da diyebiliriz.
Nihayetinde ise düzensizlik meydana gelir.
Evrende madde-enerji ilişkisi termodinamik yasaları ile
açıklandığından ve insan da bir enerji olduğundan ruhsal enerjiye termodinamik
yaklaşımıyla bakabiliriz. İnsan ruhunu da bir enerji olarak düşünürsek termodinamiğin
2. yasası gereği burada da bir düzensizliğe doğru gidişat olduğunu
söyleyebilirim. Nesiller arası geçiş sürecinde ise ruh sağlığı olumsuz şekilde
etkilenmektedir. Bu yüzden başta depresyon olmak üzere çeşitli ruhsal
rahatsızlıklar giderek artmaktadır. Ancak bu bir anda
görülebilecek bir şey değil ama bilimin de ilerlemesiyle araştırmalar da
arttı. Aslında demek istediğim ruhsal düzensizlik gittikçe artıyor. Zaten
entropi de bu şekilde genel düzensizlik birdenbire ortaya çıkmıyor. Filogenetik
(evrimsel) geçiş sadece fiziksel durumumuzu etkilemiyor yani içsel olarak da
değişme gösteriyoruz tabi bu yine dediğim gibi bir anda olabilecek bir şey
değil ancak nesiller boyunca ruhsal entropi Homo Sapiens’i etkileyecek.
Homo Sapiens’in devam eden evrim sürecinde ruhundaki
düzensizliğin artarak devam edeceğini düşünüyorum. Tabi burada çevresel
koşulların da etkisi olacak şüphesiz.
KAYNAKÇA:
Bahçeci,Z.(2015) Evrim. Ankara:Anı
Harari, Y.N.(2016) Hayvanlardan Tanrılara-Sapiens. Ertuğrul
Genç (Çev.) Kolektif Kitap
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder