Kitlesel
Terör ve Psikolojik Altyapıları
Günümüz
dünyasında terör yüz binlerce masum insanın canını almış, toplumlarda büyük
korkulara, travmalara neden olmuştur. Şu an dünyada terörden etkilenmeyen hemen
hemen hiçbir bölge, devlet yoktur.
Terör
örgütleri siyasi, etnik, mezhepsel yönlerden incelenmesi gereken yapılardır. Bu
yazıda ben terör örgütlerinin psikolojik alt yapısından bahsedeceğim.
Terör
örgütleri birer grup olarak karşımıza çıkmaktadırlar. Freud grup içinde
olmanın, bireyin bilinçdışında yatan bastırdığı dürtülerinden kurtulmasına yol
açtığını söylemektedir. Gerçekten de bugün baktığımızda terör örgütleri
üyelerine özellikle saldırganlık dürtüsünü şiddet yoluyla rahatlıkla ortaya
çıkarma fırsatı vermektedir. Bunun yanında kaba ve basit güdülerin de grup
içinde çabuk yayılmaya meyilli olduğunu düşünürsek bu örgütlerin neden bu kadar
insanlık dışı şeyler yaptığını bir anlamda açıklayabiliriz. Dünyanın pek çok
yerinden insanlar saldırganlık dürtülerini yaşadıkları yerlerde ortaya çıkaramadıklarından
terör örgütlerine katılmaktadırlar. Özellikle patolojik durumu olanları
düşündüğümüzde onlar için bulunmaz bir ortamdır bu örgütler.
Kitle
psikolojisi pek çok toplumsal olayın incelenmesi açısından önemli olduğu gibi
terör örgütlerinin incelenmesi açısından da önemlidir. Freud kitle bireylerinin
olmaz diye bir şey bilmediklerini öne sürmüştür. Bizler de terör örgütü
üyelerinin yaptıkları karşısında dehşete düşüyoruz çünkü bize göre bunlar
olmayacak şeyler ama Freud’un da dediği gibi kitle bireyleri olmaz diye bir şey
bilmezler. Bir kişinin grup içinde kendi kişiliğini yitirmesini Festinger
‘kimlik belirsizliği’ olarak adlandırır. Bu durumda birey hiç sorgulamadan grup
normları her ne olursa olsun uymayı seçecektir. Bu alanda yapılan araştırmalar da
benliğini kaybetmenin insanların daha vahşi davranmalarına yol açtığını
göstermektedir.
Terör
örgütünün önemli bir yapısı da lideridir. Nasıl ki kitle açısından lider öncü
görevi görüyorsa terör örgütlerinde de durum bu şekildedir. Tarihte özellikle Büyük
Selçuklu döneminde Hasan Sabbah kurduğu tarikat ile insanlara korku salmıştır.
Kitlelerde telkin önemli bir güç olduğu için Hasan Sabbah da fedailerine telkin
ve haşhaş ile istediğini yaptırmıştır. Günümüz terör örgütlerine baktığımızda
da telkin ve uyuşturucunun önemli bir yeri olduğunu görüyoruz. Bu şekilde pek
çok kişinin beynini yıkayan örgütler kendilerine üye kazandırmaktadırlar. Bu
kısımda aynı zamanda Le Bon’un sosyal bulaşma kavramı da devreye girmektedir.
Buna göre sosyal bulaşma yaşandığı zaman bireylerin kontrol mekanizması
devreden çıkar bu da zararlı ve ahlaki olarak yanlış davranışlara neden olur.
Özellikle
radikal terör örgütlerinde uçlara kayma oldukça yaygın olarak görülmektedir. Bu
da riske girme davranışlarını arttırır. Güvenlik noktalarına yapılan
saldırılarda bunun örneklerini görebiliriz. Yapılan araştırmalar da grup içinde
riske girme davranışının arttığını göstermektedir.
Yazıma
son verirken pek çok masum insanın hayatına mâl olan terörün engellenmesi adına
siyasi, etnik, mezhepsel yönlerin yanı sıra kitle psikolojisinin ve grup
psikolojisinin incelenmesi gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca yakın bir zamanda
kaybettiğimiz ve bu yazıda da kitabından faydalandığım değerli hocamız
Prof.Dr.Çiğdem Kağıtçıbaşı’nı saygıyla anıyorum.
KAYNAKÇA
Freud,
S. (2014) Grup Psikolojisi ve Ego
Analizi. Büşra Yücel (Çev.). Ankara:
Alter
Freud,
S. (2015) Kitle Psikolojisi. Kamuran
Şipal (Çev.). İstanbul: Cem
Kağıtçıbaşı,
Ç. (2008) Günümüzde İnsan ve İnsanlar.
İstanbul: Evrim
Le
Bon, G. (2014) Kitleler Psikolojisi.
Hasan İlhan (Çev.). Ankara: Alter
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder