22 Temmuz 2017 Cumartesi

Kitlesel Terör ve Psikolojik Altyapıları


Günümüz dünyasında terör yüz binlerce masum insanın canını almış, toplumlarda büyük korkulara, travmalara neden olmuştur. Şu an dünyada terörden etkilenmeyen hemen hemen hiçbir bölge, devlet yoktur.

Terör örgütleri siyasi, etnik, mezhepsel yönlerden incelenmesi gereken yapılardır. Bu yazıda ben terör örgütlerinin psikolojik alt yapısından bahsedeceğim.

Terör örgütleri birer grup olarak karşımıza çıkmaktadırlar. Freud grup içinde olmanın, bireyin bilinçdışında yatan bastırdığı dürtülerinden kurtulmasına yol açtığını söylemektedir. Gerçekten de bugün baktığımızda terör örgütleri üyelerine özellikle saldırganlık dürtüsünü şiddet yoluyla rahatlıkla ortaya çıkarma fırsatı vermektedir. Bunun yanında kaba ve basit güdülerin de grup içinde çabuk yayılmaya meyilli olduğunu düşünürsek bu örgütlerin neden bu kadar insanlık dışı şeyler yaptığını bir anlamda açıklayabiliriz. Dünyanın pek çok yerinden insanlar saldırganlık dürtülerini yaşadıkları yerlerde ortaya çıkaramadıklarından terör örgütlerine katılmaktadırlar. Özellikle patolojik durumu olanları düşündüğümüzde onlar için bulunmaz bir ortamdır bu örgütler.

Kitle psikolojisi pek çok toplumsal olayın incelenmesi açısından önemli olduğu gibi terör örgütlerinin incelenmesi açısından da önemlidir. Freud kitle bireylerinin olmaz diye bir şey bilmediklerini öne sürmüştür. Bizler de terör örgütü üyelerinin yaptıkları karşısında dehşete düşüyoruz çünkü bize göre bunlar olmayacak şeyler ama Freud’un da dediği gibi kitle bireyleri olmaz diye bir şey bilmezler. Bir kişinin grup içinde kendi kişiliğini yitirmesini Festinger ‘kimlik belirsizliği’ olarak adlandırır. Bu durumda birey hiç sorgulamadan grup normları her ne olursa olsun uymayı seçecektir. Bu alanda yapılan araştırmalar da benliğini kaybetmenin insanların daha vahşi davranmalarına yol açtığını göstermektedir.

Terör örgütünün önemli bir yapısı da lideridir. Nasıl ki kitle açısından lider öncü görevi görüyorsa terör örgütlerinde de durum bu şekildedir. Tarihte özellikle Büyük Selçuklu döneminde Hasan Sabbah kurduğu tarikat ile insanlara korku salmıştır. Kitlelerde telkin önemli bir güç olduğu için Hasan Sabbah da fedailerine telkin ve haşhaş ile istediğini yaptırmıştır. Günümüz terör örgütlerine baktığımızda da telkin ve uyuşturucunun önemli bir yeri olduğunu görüyoruz. Bu şekilde pek çok kişinin beynini yıkayan örgütler kendilerine üye kazandırmaktadırlar. Bu kısımda aynı zamanda Le Bon’un sosyal bulaşma kavramı da devreye girmektedir. Buna göre sosyal bulaşma yaşandığı zaman bireylerin kontrol mekanizması devreden çıkar bu da zararlı ve ahlaki olarak yanlış davranışlara neden olur.
Özellikle radikal terör örgütlerinde uçlara kayma oldukça yaygın olarak görülmektedir. Bu da riske girme davranışlarını arttırır. Güvenlik noktalarına yapılan saldırılarda bunun örneklerini görebiliriz. Yapılan araştırmalar da grup içinde riske girme davranışının arttığını göstermektedir.

Yazıma son verirken pek çok masum insanın hayatına mâl olan terörün engellenmesi adına siyasi, etnik, mezhepsel yönlerin yanı sıra kitle psikolojisinin ve grup psikolojisinin incelenmesi gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca yakın bir zamanda kaybettiğimiz ve bu yazıda da kitabından faydalandığım değerli hocamız Prof.Dr.Çiğdem Kağıtçıbaşı’nı saygıyla anıyorum.


KAYNAKÇA
Freud, S. (2014) Grup Psikolojisi ve Ego Analizi. Büşra Yücel (Çev.). Ankara: Alter
Freud, S. (2015) Kitle Psikolojisi. Kamuran Şipal (Çev.). İstanbul: Cem
Kağıtçıbaşı, Ç. (2008) Günümüzde İnsan ve İnsanlar. İstanbul: Evrim

Le Bon, G. (2014) Kitleler Psikolojisi. Hasan İlhan (Çev.). Ankara: Alter

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder