PSİKANALİZ SAVAŞLARI: FREUD VE ADLER
İkisi de psikoloji dünyasına damga vurmuş büyük bilim insanları. İkisi de Avusturyalı. Bugün kullanılan pek çok kuramın temellerini attılar ve insana olan bakış açısını değiştirdiler. Şimdi biraz daha bu savaşın başlangıcına gidelim.
Freud dönemine damga vuran bir bilim insanı kuşkusuz radikal kararlarla psikanalizi ortaya attı, bunun ardından çok büyük tepkiler alsa da bazı çevreler tarafından da desteklendi. Freud’un özellikle Yunan mitolojisinden esinlendiği Oedipus kompleksi yaşadığı dönem göz önüne alındığında çok radikal bir görüştü. Ancak Freud özellikle fikirlerinin kanun olarak görülmesini istediği için çevresiyle haksız da olsa sert tartışmalara girdi. Nitekim onun çok sıkı gözlemler yaparak ortaya attığı fikirlerin doğruluk payı bugün bilinmektedir.
Adler ise insan doğasına daha ılımlı yaklaşıyordu. Çünkü ona göre insan değişme potansiyeline sahip bir canlıydı. O da sosyal ilgi ve doğum sırası gibi fikirleri ortaya attı. Freud Rüya Yorumları’nı yazdığında çevresinden büyük tepkiler aldı. Adler de bir yazısında Freud’un Rüya Yorumları’nı övünce ilk temas gerçekleşmiş oldu. Kuşkusuz o da bu büyük dehanın fikirlerinden etkilenmişti. Çünkü o dönemde tıp-psikiyatri alanında çalışıp Freud’dan habersiz olmak olanaklı değildi. Freud Adler’le olan ilk temaslardan sonra evinde yaptığı toplantılara Adler’i de davet etti. Bu toplantılar ilerleyen zamanlarda Psikanaliz Topluluğu’nun kurulmasına neden olacaktı. Zaten daha sonra da Adler’in başkanlığını yaptığı Viyana Psikanaliz Topluluğu’nu kurdular. O yıllarda psikanalizin Viyana’da pek çok taraftarı vardı ve Freud’un fikirleri Almanya’da tutulmuyordu. Bu topluluk pek çok bilimsel çalışma yaptığı gibi aynı zamanda dergi de çıkarıyordu.
Adler’in psikanalizden kopma olayı 1911 yılındaki bir kongreden önce açığa çıkmıştı. Hatta bununla ilgili Freud Yaşamım ve Psikanaliz kitabında Adler’in ‘Sanıyor musunuz ki, bütün ömrüm boyunca gölgenizde yaşayıp gitmek benim için pek büyük bir zevktir?’ dediğini söyler. Aynı kitapta Adler’in kuramını pek çok yerde eleştirmiş bununla da kalmayıp Jung’a da göndermelerde bulunmuştur. Esasen Adler psikanaliz için çalıştığı dönemlerde bazı hümanist akımın temsilcilerinden etkilenmiş ve Freud’un insan doğası için kurt benzetmesine karşı çıkmıştır. Çünkü Adler insan doğasına daha ılımlı yaklaşıyor, insanda değişme potansiyeli olduğunu öne sürüyordu. Adler de Freud gibi yapıtlarında sık sık eleştiri yapmış ve bu genellikle psikanaliz üzerinden Freud’a olmuştur.
Jung’un da Adler gibi görüş ayrılıklarından sonra psikanaliz topluluğundan ayrılması Freud açısından kuşkusuz olumlu bir izlenim yaratmamıştır.
Bu tür eleştirilerin yanında Freud Adler’in yaptığı bazı katkıları da yok saymaz. Bunun en önemli örneği Adler’in organ eksikliği üzerine düşünceleridir. Freud bunu bir katkı olarak görmüştür. Bunun yanında savunma mekanizmaları Freud addedilir ancak Adler ve Jung’un da bunlara katkısı olmuştur. Örneğin ödünleme savunma mekanizması Adler’in bir görüşüdür.
Bu tür eleştirilerin yanında Freud Adler’in yaptığı bazı katkıları da yok saymaz. Bunun en önemli örneği Adler’in organ eksikliği üzerine düşünceleridir. Freud bunu bir katkı olarak görmüştür. Bunun yanında savunma mekanizmaları Freud addedilir ancak Adler ve Jung’un da bunlara katkısı olmuştur. Örneğin ödünleme savunma mekanizması Adler’in bir görüşüdür.
Benim şahsi görüşüm Adler’in üstünlük çabasına da bağlı olarak yani kendi kuramından Freud’a bu kadar zıt düştüğü. Sonuçta kendisi de onun gölgesinde kalmak istemediğini belirtmiştir. Freud’un ise çevresindeki insanları kaybetmesindeki nedenler eleştirileri şahsi algılaması ve kuramında yanlışlıklar olabileceğini düşünmek bir yana görüşlerini kanun olarak kabul ettirmek istemesidir. Freud, sadece Adler ve Jung ile değil başlangıçta psikanalize büyük katkıları olan Breuer’le de zıt düşmüştür.
Aslında bu ikili arasındaki çekişmeden psikoloji dünyası karlı çıkmıştır. Çünkü ikisi de çok önemli katkılarda bulunmuşlardır. İkisinin de kuramlarında eksiklikler belki hatalar vardır ama dönemlerinde yeni yeni gelişmekte olan psikoloji bilimini ileri bir aşamaya taşımışlardır. Bugün çokça kullanılan tekniklerde, kuramlarda Freud ya da Adler izi bariz şekilde görülmektedir.
KAYNAKÇA
Freud, S. (2000). Yaşamım ve psikanaliz (K. Şipal, Çev.) İstanbul: Say
Adler, A. (2016). Modern psikoloji (M. Uhyaroğlu, Çev.) Ankara: Yason
Yörükan, T. (2015). Alfred adler sosyal roller ve kişilik. İstanbul: Kültür
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder