30 Ağustos 2017 Çarşamba

GECE TELEFON IŞIĞINA BAKMAK NEDEN ZARARLIDIR?
   

Eğer zaman makinamız olsaydı ve yüz yıl önce yaşamış birini günümüze getirseydik kuşkusuz gece karanlıkta yatakta telefonla uğraşmamıza hiçbir anlam veremezdi. Ancak günümüzde hepimiz ceplerimizde taşıdığımız yanımızdan ayırmadığımız mini bilgisayarların bağımlısıyız. Özellikle de z kuşağı gece uyumadan önce bazen saatleri bulan sürelerde mesajlaşmakta, internette gezinmektedir. Sonrasında ise sabah uyanmakta zorlanmaktadırlar. Gece karanlıkta telefon ışığına uzun süre maruz kalmak biyolojik yapımızı ciddi şekilde etkiliyor.

gece telefona bakmak ile ilgili görsel sonucuİnsan vücudu evrimsel süreçte biyolojik bir saat olarak günümüze kadar gelmiştir. Hepimiz biyolojik saatleriz aslında. Vücudumuz belirli döngüler ile çalışmaktadır. Bunlardan en önemlisi de sirkadyen ritim dediğimiz 24 saatlik bir zaman döngüsüdür. Bu döngünün içinde uyku-uyanıklık süreleri vardır. Bu açıdan en temelden baktığımızda bile gece vardiyaları evrimsel kökenimize aykırıdır.

Sirkadyen ritmimizin yaklaşık üçte biri pasif davranış evresi olan uykuya aittir. Uyku yaşamın ilk yıllarında gelişim için çok önemli bir yere sahipken yetişkinlerde de öğrenme, bellek gibi alanların yanı sıra bilişsel ve fiziksel olarak iyi hissetme açısından önemini korumaktadır. Telefonlar burada da uykusuz geçen gecelerin sebebi olabilmektedirler. Ama asıl önemli olan beyin yapımızdaki değişikliğe sebep olmalarıdır.

İnsan beyninde temelini nöronlar oluşturur. Nöronlar merkezi sinir sistemindeki bilgileri işleyen en temel yapılardır. Nöronlar nörotransmitter isimli kimyasallar salgılarlar ve bunların görevi diğer hücrelerle haberleşmeyi sağlamaktır. Dopamin, seratonin gibi nörotransmitterleri hemen hepimiz duymuşuzdur ancak ben farklı bir nörotransmitterden bahsedeceğim. Melatonin tıpkı dopamin, seratonin, adrenalin gibi küçük moleküllü bir nörotransmitterdir.

melatonin ile ilgili görsel sonucuMelatonin, epifiz bezi ve retina içerisindeki seratoninden elde edilmektedir. Uyku-uyanıklık döngüsünde rol oynar. Melatonin sentezi ve salgılanması karanlık saatlerde artar ve gündüz saatlerinde düşük bir seviyede tutulmaktadır bir diğer görevi de ergenliği geciktirmektir. Şimdi telefon ışığı meselesine geri dönelim. Gece telefon ışığına uzun süre maruz kaldığımızda retinamız bu ışığı süzmektedir. Bu da beyindeki gece ritmini yanıltır ve beyin gündüz davrandığı gibi davranıp melatonin seviyesini azaltarak (arttırması gerektiği halde) vücudun tepkilerini ona göre düzenler. Normalde uykudan önce vücut gevşer, kan akışı yavaşlar (tüm bunlar parasempatik sinir sistemi aktiviteleridir) yani uykuya hazır hale geliriz.
retina ile ilgili görsel sonucu
Ancak beyin retinadan süzülen ışık ve beraberindeki nörotransmitter hareketlerinden dolayı bu duruma ket vurur.
Tüm bu saydığım nedenlerden dolayı telefon ışığına özellikle gece saatlerinde uzun süre maruz kalmak tehlikelidir. Cep telefonları yaydıkları radyasyonun yanında pek çok rahatsızlığa da davetiye çıkarırlar uyku-uyanıklık döngüsündeki bozulma bunlardan yalnızca biridir. En gelişmiş beyne sahip bir canlının bu kadar zararlı bir cihazı neden yanından ayırmadığı da tartışmaya açık bir konu. Telefonların değil bilimin ışığında kalmanız dileğiyle….

Kaynakça
Barnes, J. (2014) Temel Biyolojik Psikoloji. Ahmet Altındağ (Çev.Edt.) Ankara: Nobel

Gerrig, R.J, Zimbardo P.G. (2016) Psikolojiye Giriş Psikoloji ve Yaşam. Gamze Sart (Çev.Edt.) Ankara: Nobel

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder